ATATÜRK’ÜN BALIKESİR ZAĞANOS PAŞA CAMİ HUTBESİ

 

Mustafa Kemal Atatürk'ün 7 Şubat 1923 tarihinde Balıkesir Zağanos Paşa Camii'nde yaptığı konuşma…

 

Balıkesirliler Derneği Başkanı Servet CAMGÖZ Atatürk’ün 7 Şubat 1923 tarihinde Balıkesir Zağanos Paşa Camii'nde yaptığı konuşmayı kamuoyu ile paylaştı. Hutbeden de anlaşılacağı üzere Atatürk’ün dini konularda ne kadar bilinçli olduğunu ve günümüz meselelerine dinimizin nasıl baktığın ortaya koyan bu konuşması, gafillere tam bir ders niteliği taşıyor.

 

Balıkesirliler Derneği Başkanı Servet CAMGÖZ tarafından internetajans.com tarafından yayımlanan hutbenin tam metni aşağıdadır.

 

            08.02.2011 tarihinde anamurunsesi.com yazdı.


 

               BALIKESİR HUTBESİ

 

 

Mustafa Kemal Atatürk'ün 7 Şubat 1923 tarihinde Balıkesir Zağanos Paşa Camii'nde yaptığı konuşma.

 

"Ey Millet, Allah birdir. Şanı büyüktür. Allah'ın esenliği, sevgisi ve iyiliği üzerinize olsun.

 

Peygamberimiz efendimiz hazretleri, Cenabı Hak tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Temel kanunu, hepimizce bilinmektedir ki, yüce Kuran’daki manası açık olan ayetlerdir.

 

İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz, son dindir. En mükemmel dindir.

 

Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. Eğer akla, mantığa ve gerçeğe uymamış olsaydı, bununla diğer ilahi tabiat kanunları arasında çelişki olması gerekirdi. Çünkü tüm evren kanunlarını yapan Cenabı Hak'tır.

 

Arkadaşlar;

 

Cenabı Peygamber çalışmasında iki yere, iki eve sahip bulunuyordu. Biri kendi evi, diğeri Allah'ın evi idi.

 

Millet işlerini Allah'ın evinde yapardı. Hazreti Peygamber'in mübarek yolunda bulunduğumuz bu dakikada milletimize; milletimizin bugününe ve geleceğine ait hususları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde Allah'ın huzurunda bulunuyoruz. Beni buna eriştiren Balıkesir'in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu fırsat ile büyük bir sevap kazanacağımı ümit ediyorum.

 

Efendiler;

 

Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır . Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmasının gerekli olduğunu düşünmek yani konuşup tartışmak, danışmak için yapılmıştır.

 

Millet işlerinde her kişinin zihnini ayrı ayrı faaliyette bulunması zorunludur. İşte biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz ve bağımsızlığımız için, özellikle egemenliğimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım. Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşündüklerinizi anlamak istiyorum. Milli amaçlar, milli irade yalnız bir kişinin düşünmesinden değil, milletin bütün kişilerinin arzularının, emellerinin sonuçlarından ibarettir.

 

Bundan dolayı benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.

 

Hutbeler hakkında sorulan sorudan anlıyorum ki, bugünkü hutbelerin şekli, milletimizin duygusal fikirleri ve lisanı ile medeni ihtiyaçlarıyla uygun görülmektedir. Efendiler, hutbe demek topluma hitap etmek, yani söz söylemek demektir.

 

Hutbenin manası budur.

 

Hutbe denildiği zaman bundan birtakım kavram ve manalar çıkarılmamalıdır. Hutbeyi söyleyen hatiptir. Yani söz söyleyen demektir. Biliyoruz ki, Hazreti Peygamber'in hayatta olduğu mutlu dönemlerde hutbeyi kendisi söylerdi.

 

Gerek Peygamber Efendimiz ve gerek, dört halifenin hutbelerini okuyacak olursanız görürsünüz ki, gerek Peygamberin, gerek dört halifenin söylediği şeyler o günün sorunlarıdır, o günün askeri, idâri, mâli ve siyasi, sosyal konularıdır. İslam toplumunun çoğalması ve İslam ülkeleri gerilemeye başlayınca, Cenabı Peygamber'in ve dört halifenin hutbeyi her yerde bizzat kendilerinin söylemelerine imkân kalmadığından halka söylemek istedikleri şeyleri bildirmeye birtakım kişileri memur etmişlerdir. Bunlar herhalde en büyük ve ileri gelen kişiler idi. Onlar camilerde ve meydanlarda ortaya çıkar, halkı aydınlatmak ve doğru yolu göstermek için bir şart lâzımdı. O da milletin lideri olan kişinin halka doğruyu söylemesi, halkı dinlemesi ve halkı aldatmaması! Halkı genel durumdan haberdar etmek son derece önemlidir. Çünkü, her şey açık söylendiği zaman halkın beyni faaliyet halinde bulunacak iyi şeyleri yapacak ve milletin zararına olan şeyleri reddederek şunun veya bunun arkasından gitmeyecektir. Ancak millete ait olan işleri milletten gizli yaptılar. Hutbelerin halkın anlayamayacağı bir lisanda olması ve onların da bugünün gereklerine ve ihtiyaçlarımıza temas etmemesi, Halife ve Padişah sıfatını taşıyan despotların arkasından köle gibi gitmeye mecbur etmek içindi.

 

Hutbeden amaç halkın aydınlatılması ve ona yol gösterilmesidir, başka şey değildir. Yüz, ikiyüz, hatta bin yıl önceki hutbeleri okumak, insanları cahillik ve çağın gerisinde bırakmak demektir. Hatiplerin normal olarak halkın günlük kullandığı dil ile konuşmaları gereklidir. Geçen yıl Millet Meclisi'nde söylediğim bir nutukta demiştim ki "Minberler halkın akılları, vicdanları için bir ilim irfan kaynağı, ışık kaynağı olmuştur. " Böyle olabilmek için minberlerde söylenecek sözlerin bilinmesi ve anlaşılması, ilim ve fen gerçeklerine uygun olması lazımdır. Hutbeyi verenlerin siyasi olayları, sosyal ve medeni olayları her gün izlemeleri zorunludur.

 

Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış aşılamalar yapılmış olur. Bu nedenle, hutbeler tamamen Türkçe ve günün gereklerine uygun olmalıdır. Ve olacaktır."

 

Ruhun şad olsun Atam...

 

Servet CAMGÖZ 
Balıkesirliler Derneği /ANKARA 

http://www.internetajans.com/default.asp?NID=103197

 

Zağanos Paşa Cami

    ********************************
              Atatürk camide hutbe okuyan ilk ve tekti

 

Diyanet Dergisi'nde "Atatürk, camide minberde cemaate hutbe okuyan ilk ve tek cumhurbaşkanıdır" denildi.

 

Diyanet Dergisi'nde Atatürk'ün Peygamber anlayışını inceleyen ve genişçe bir yer verilen yazıda, "Dolmabahçe Sarayı ve Çankaya Köşkü, onun hafızları çağırıp sık sık Kuran'ı Kerim okutmasına tanık olmuştur" denildi.

 

Zağnos Paşa Cami Aatatürk HutbesiAtatürk'ün dindar olup olmadığı, nasıl ibadet ettiği tartışmalarına Diyanet İşleri Başkanlığı da katıldı. Başkanlık tarafından yayımlanan Diyanet Dergisi bu ayki sayısında ilginç bir konuya yer verdi.

 

"Atatürk'ün Peygamber anlayışını"irdeleyen yazıda, "Dolmabahçe Sarayı ve Çankaya Köşkü, onun hafızları çağırıp sık sık Kuran okutmasına tanık olmuştur"denildi. Yazıda, Atatürk'ün Cumhurbaşkanı seçilmesinden önce okuduğu bir hutbe örnek gösterildi ve "Atatürk, camide minberde cemaate hutbe okuyan ilk ve tek cumhurbaşkanıdır" denildi. Yazı Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde görev yapan Doç. Dr. Selim Özarslan tarafından kaleme alındı. "Atatürk'ün Peygamber Anlayışı" başlıklı yazıda dikkat çeken bölümler şöyle:

 

 FİKİR ALIŞVERİŞİ YAPARDI

 

ATATÜRK'ÜN KURAN'A BAĞLILIĞI: Atatürk'ün Kuran'a bağlılığını ve sevgisini de, Kitab-ı Ekmel yani 'Mükemmel Kitap' olarak isimlendirerek belirtmiştir. O'nun Kuran'a olan muhabbeti her yerde sürmüş, Dolmabahçe Sarayı ve Çankaya Köşkü onun bu sevgisine hafızları çağırarak sık sık Kuran okutmasıyla tanık olmuştur. Yine Kuran ayetleri üzerine araştırma ve incelemeler yapmış, meşhur din bilginleri ve hafızlarla meal ve tefsir konularında fikir teatisinde bulunmuştur.

 

DİNİ KENDİ DİLİNDE ÖĞRENMEK: Atatürk hadislerin Türkçeye çevrilmesini sağladı. Söz konusu çalışmalarla Müslüman Türk milletinin kendi dinini ana metinlerinden öğrenme imkânına kavuşmasını sağlayan Mustafa Kemal Atatürk olmuştur. Bu çalışmalara ulemadan da tepki gelmiştir. Dönemin sosyal ve politik şartları bu projenin devamlılığına imkân tanımamıştır.

 

HUTBE OKUDU: Atatürk minberden cemaate hutbe okuyan ilk ve tek cumhurbaşkanıdır. Atatürk'ün din ve Tanrı tasavvurunu en güzel anlatan konuşmalarından biri de 7 Şubat 1923'te, Balıkesir Zağanos Camisi'nden yapmış olduğu hutbesidir.

 

İBADET ANLAYIŞI: Atatürk'ün dinin asıl unsurlarından olan ibadetle ilgili düşünceleri, dinin belirlediği ve Hz. Peygamber'in uygulamasıyla aktüelleştirdiği formel biçimiyle, yaratan-yaratılan arasındaki samimi irtibatı temsil eden ibadet felsefesiyle ahenkli bir uyum halindedir.

 

İlahiyatçı Doç. Dr. Selim Özarslan'ın makalesinde, "Atatürk camide minbere çıkarak cemaate hutbe okumuş ilk ve tek cumhurbaşkanıdır" deniyor.

 

SABAH
http://www.haberaktuel.com/ataturk-camide-hutbe-okuyan-ilk-ve-tekti-haberi-238055.html

 

********************************

 

  Zağnos Paşa Camii

 

1461 yılında Fatih Sultan Mehmet'in vezirlerinden Zağnos Paşa tarafından Balıkesir'de bir külliye olarak yaptırılmıştır. Günümüzde hamamı ve camisi ayaktadır. Camii Fatih'in 48 adamının görevlendirilmesiyle 6 haftada yaptırılmış ve 3 Mart 1461 günü büyük bir merasim töreniyle ibadete açılmıştır. Bu günkü cami 1902’de yeniden inşa edilmiştir. 1000 kişilik kapasitesiyle Balıkesir'in en büyük camiidir. Balıkesir'in tam ortasında yer almaktadır. Camii Atatürk'ün ilk ve tek hutbesini okuduğu camiidir.

 


www.anamurunsesi.com/HABERLER/ataturkun-balikesir-hutbesi.htm

Eklenme Tarihi - 05-07-2015 | Son Güncelleme - 23-04-202413 kez gösterildi.